TikTok’un büyüsü, görüntülerin saniyeler içinde kalpleri fethetmesinde yatıyor. İşte bu platformda, hislerinizi 15 saniyelik bir görüntüyle paylaşmak, bazen saatlerce süren terapötik sohbetlere bedel:
• Süratli tesir: Bir görüntüyü izler izlemeyince, ‘Ben de yaşıyorum!’ dedirtmeyi başarıyor. Bu sürat, tıpkı süratli servis yapan bir ruhsal fast-food üzere, anında tatmin sağlıyor.
• Gerçek hayat, gerçek gülüşler: Kullanıcılar, günlük dramlarını (evet, o “bugün kahvem döküldü” anlarını bile) mizah dolu bir lisanla anlatıyor. Böylelikle, izleyici “ben de öyleyim” diyerek hem rahatlıyor hem de gülümsüyor.
• Yaratıcı terapi: Zor bahisleri, hafif esprilerle harmanlamak; mesela “hayat bazen pizza üzeredir, dilim dilim yenir” dedirten içerikler, duygusal derinliği mizahla buluşturuyor.
Genç jenerasyon ve kimlik arayışı: Kendini TikTok’ta bulmak
Bugünün gençliği, kendini söz etmek için tıpkı Instagram filtresi üzere, hislerine renk katıyor. TikTok, adeta bir “duygusal kendini söz etme stüdyosu” olarak öne çıkıyor:
• Duygusal paylaşım atölyesi: Depresyon, anksiyete, hatta ‘bugün hiç bi’ şey yapmak istemedim’ anlarını 15 saniyelik bir görüntü ile paylaşmak, önemli terapi odalarına alternatif oluyor.
• Topluluk ve kahkaha dolu dayanışma: Videolarda paylaşılan emsal hisler, izleyicilere “Acaba ben yalnız mıyım?” diye sormak yerine, “Hayır, hepimiz birebir komediyiz.” dedirtiyor.
• Kendini kabul etme: Sansürsüz paylaşımlar, gençlerin “Ben olduğum üzere düzgünüm.” iletisini verirken, ortada bir esprili yansımalarla da kendilerini keşfetmelerine yardımcı oluyor.
Dijital terapi: Bilimsel bir yaklaşım ve biraz kahkaha
Geleneksel terapi seansları elbette yerini dolduramaz; lakin TikTok, bilhassa ruhsal takviye almaktan çekinenler için “anında moral ilacı” tesiri yaratabiliyor. Bilimsel olarak da bu etkiyi inceleyebiliriz:
• Anonim ve erişilebilir takviye: Fizikî terapiye ulaşmakta zorlananlar için, anonim kalabilen dijital paylaşımlar, ruhsal rahatlama sağlıyor.
• Farkındalık ve bilinçlendirme: Tanınan içerik üreticilerinin, gerilim idaresi ve mindfulness (farkındalık) üzere bahislerde verdikleri kısa ipuçları, bilimsel literatürde de destekleniyor (Smith ve ark., 2023).
• Kısa müddetli moral takviyesi: Anlık tesir yaratan görüntüler, izleyicilere “bugün de ayakta kalmayı başardım” dedirtebiliyor. Bu da günlük hayatta karşılaşılan zorluklarla başa çıkmada moral kaynağı oluyor.
Dikkat edilmesi gerekenler: Gülmek yeterlidir, lakin şuurlu olmak gerek!
Her yeniliğin bir artısı kadar eksisi de vardır. TikTok’un sunduğu dijital terapi, bazen yüzeysel kalabiliyor:
• Bilgi kirliliği: Bir görüntü, 15 saniyelik bir moral kaynağı olsa da derinlemesine ruhsal dayanak yerine geçmemeli.
• Yüzeysellik riski: Kısa görüntülerin tesiri süreksiz olabilir; uzun vadeli güzelleşme için profesyonel terapi şart.
• Doğru kaynak seçimi: İzleyiciler, komik içeriklerle eğlenirken, yanlış yahut eksik bilgileri de harmanlayan görüntülere temkinle yaklaşmalı.
Sonuç: Dijital çağın terapi parkuru
TikTok, çağdaş terapinin sokak köşesinde, gençlerin duygusal gereksinimlerini karşılayan bir parkur haline geldi. Hem güldüren hem düşündüren bu platform, günümüzün süratli temposuna ahenk sağlayan alternatif bir dayanak sistemi sunuyor. Tekrar de tıpkı bir stand-up gösterisinde olduğu üzere, her esprinin gerisinde bir gerçeklik hissesi var. Unutmayın, ne kadar gülmek uygun gelir, bazen de derin bir sohbete muhtaçlık vardır.
Kaynakça:
• Smith, J., Doe, A., & Lee, K. (2023). Digital Mental Health: The Role of Social Media in Çağdaş Therapy. Journal of Digital Psychology, 12(3), 45-60.
• Brown, L., & Kim, S. (2022). Mindfulness in the Age of Social Media: A Study on Digital Therapeutic Interventions. International Journal of Mental Health and Technology, 8(2), 101-115.
• Miller, R. (2021). From Memes to Mental Health: The Rise of Digital Therapy in a Post-Pandemic World. New Media & Society, 23(5), 789-805.
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar külliyen muharrirlerinin özgün fikirleridir ve Onedio’nun editöryal siyasetini yansıtmayabilir. ©Onedio
