Orta Çağlarda kuzey Avrupa’nın en büyük ve en varlıklı kentlerinden biri olan kent, o günlerin izlerini görkemli yapılarıyla hala taşıyor. Kentte yürümek vakit içinde seyahat yapmak üzere. On dördüncü yüzyıldan kalma binalar ortasında dolaşırken tarihi solur, köşeyi döndüğünüzde karşınızıa çıkan çağdaş yapılarla kendinizi birdenbire günümüzde buluverirsiniz.
Müzik, tiyatro, sinema ve görsel sanat şenlikleriyle dolu kültürel bir takvimi olan kent, bu tarafıyla de her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Bunlar ortasında en ünlüsü, her yıl 10-15 gün süren Gent Şenliği. Arnavut kaldırımı sokakların iki yanına serpişmiş şık yeni restoranlar ve barların yanısıra alışveriş yapabileceğiniz çok sayıda dükkan da sizi bekliyor.
Nüfusu 250 bine yakın olan Gent, üniversitesinden ötürü tıpkı vakitte bir öğrenci kenti ve öğrenciler nüfusun yüzde 15’ini oluşturuyor. Brüksel’den ise bir saatlik bir tren seyahati ile ulaşılabilen Gent’te görülmesi gereken yerler ortasında St Bavo Katedrali, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan çan kulesi Belfort en Lakenhalle, Gravensteen Kalesi ön plana çıkıyor. Natürel ki kanalda tekne gezisi yapmayı da ihmal etmemek lazım.
Hürriyet
