Boya fabrikasında çalışan özel güvenlik vazifelisi, sıcak havanın azizliğine uğrayınca bir anda uykuya daldı. Uyuyarak iş güvenliğini tehlikeye sokmakla suçlanan güvenlikçi tazminatsız biçimde kovuldu. Tam 6 yıllık tazminattan olan güvenlik vazifelisi soluğu İş Duruşması’nda aldı. Kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, genel tatil, yıllık müsaade fiyatı alacakları ile makûs niyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etti. Davalı şirket avukatı ise yapılan kontrollerde aksaklık tespit edildiğini, davacının 7 günlük süreçte devriyeye çıkmadığının tespit edildiğini savundu. Bu hadiseler dışında da tüm ihtarlara karşın çeşitli vakitlerde patronun güvenliğini zedelediğini, bunun üzerine davacının savunmasının alındığını, savunmasının yetersiz görülmesi ve iş güvenliğini tehlikeye düşürmesi nedenlerinden iş akdine haklı nedenle son verildiğini lisana getirdi. Davacının fiyatının bordrolardaki üzere olduğunu, fazla çalışmalarının ve genel tatil fiyatlarının ödendiğini, yıllık müsaadelerinin kullandırıldığını, iş akdinin makûs niyetle feshedilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etti. Duruşma davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davalı şirket temyiz etti.
VAZIFEDE UYUMAK HAKLI FESİH SEBEBİ
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı. Güvenlik vazifelisi olarak çalışan davacının saat 03.30’da yapılan denetimde uyuduğunun tespit edilmesi nedeniyle feshedildiğine dikkat çekti. Kararda şöyle denildi: “Davacı emekçi savunmasında gece saat 03.30’da tespit edilen ‘uyuma’ aksiyonunu kabul etmiş, bunu havanın sıcak olmasına bağlamıştır. Davalı patronun fesih nedeni yaptığı başka sebepler varit değil ve haklı fesih nedeni oluşturmasa dahi güvenlik görevlisinin nöbetinde ahenge aksiyonu iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğünden başlı başına haklı fesih sebebidir. Ahenge aksiyonu davacının ikrarı ile sabit olup, patronun müddetinde yaptığı fesih haklı nedene dayandığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yerinde olmayan münasebet ile kabulü yanılgılı olup bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın, bozulmasına oy birliği ile karar verildi.”
Yargıtay kararı geçtiğimiz günlerde taraflara ulaşırken, benzeri karar patronların de elini güçlendirdi.
Hürriyet
