Bakanlıkta düzenlenen sohbet toplantısında basın mensuplarıyla bir ortaya gelen Selçuk, Bakanlığın çalışmalarıyla ilgili soruları yanıtladı. Küçükleri Muzır Neşriyattan Muhafaza Şurası’nın çocukların gelişimini olumsuz etkileyen kitaplarla ilgili çalışmalarına ait soru üzerine Selçuk, şuranın çoğunlukla resen, vakit zaman da şikayet üzerine çocuk kitaplarını incelediğini anlattı.
İncelenen kitaplarda çocuklar için ziyanlı ve müstehcen nitelikte içeriklerin saptanması üzerine bu kitapların “muzır” ilan edildiğini, konseyin bu kararının da Resmi Gazete’de yayımlandığını anlatan Selçuk, “Biz hiçbir kitabı yasaklamıyoruz ya da bir kitaba sansür uygulamıyoruz. Muzır ve müstehcen içerik taşıdığına karar verilen kitaplar, konseyin kararının akabinde ‘küçüklere zararlıdır’ ibaresiyle içi görülmeyen poşet içinde, teşhiri ya da reklamı yapılmayacak halde yalnızca 18 yaştan büyüklere satılabiliyor. Yani yasaklama yahut sansürleme değil, aileler için içerikle ilgili bir ihtarda bulunmuş oluyoruz.” tabirini kullandı.
WHATSAPP İHBAR SINIRI KURULACAK
Bakan Selçuk, Küçükleri Muzır Neşriyattan Muhafaza Heyeti’nin bu çalışmalarının genişletilerek vatandaşların şikayet ve kişisel müracaatlarının dikkate alınacağı yeni bir mekanizmayı uygulamaya alacaklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Bakanlık olarak Muzır İçerikle Gayret (MİM) Programı’nı başlatıyoruz. Bu kapsamda Küçükleri Muzır Neşriyattan Muhafaza Şurası’nı daha formal, müracaatların yapılabildiği, web sitesi ve WhatsApp İhbar Sınırı olan bir yapıya kavuşturacağız. Şuraya şu an direkt müracaat yapılamıyor. Yeni yapıda vatandaşlarımız çocuklar için ziyanlı içeriklerle ilgili şuraya direkt şikayetlerini iletebilecek.”
Toplumsal medyada da çocuk istismarına yol açan kimi imgelerin yapılabildiğine, bu manzaraların paylaşılmasının, RT’lenmesinin daha fazla kişinin görmesine, aslında daha fazla çocuğun mağdur olmasına sebebiyet verdiğine dikkati çeken Selçuk, kurulacak WhatsApp İhbar Sınırı ile vatandaşların hem muzır içerikler hem de bu hususlarda direkt kendilerine ulaşabilecekleri, kendilerinin de gereken müdahaleyi gerçekleştirebilecekleri bilgisini paylaştı.
Bakan Selçuk, televizyonlarda gündüz jenerasyonu programlarında bayana yönelik şiddet, cinayet, çocuk istismarı üzere mevzularda yapılan yayınlarda hadisenin öyküsünün, nasıl gerçekleştiğinin ayrıntıları konusunda daha hassas olunmasına ait de genel yayın direktörleri ve yapımcılarla bir ortaya gelmeyi planladığını lisana getirdi.
“NAFAKA MÜHLETİNİN ASGARÎ 2 YA DA 3 YIL OLMASI TARTIŞILABİLİR”
Süresiz nafaka ile ilgili çalışmalara ait bir soru üzerine değerlendirmede bulunan Bakan Selçuk, halihazırda Türk Uygar Kanunu’nda “nafaka süresiz olur” üzere bir tabirin aslında bulunmadığına dikkati çekti.
Bunun temelinde bir yoksulluk nafakası olduğunu, verilecek nafaka ölçüsünün yargıçlar tarafından belirlendiğini ve kanunun 176. unsurunda “Alacaklı tarafın tekrar evlenmesi, yoksulluğun ortadan kalkması, tarafların mali durumlarının değişmesi” üzere birçok konu dikkate alınarak nafakanın sonlandırılmasına ait kararların bulunduğunu anlatan Selçuk, yoksulluk nafakasının yalnızca eşe değil, çocuklara da verildiğini vurguladı.
Bakan Selçuk, bu mevzuda birçok formül ele alındığını, nafaka konusunda mağdur olan şahısları de anladıklarını belirterek, “Nafaka konusunda takdir yetkisinin yargıçta olması, nafaka müddetinin de asgarî 2 ya da 3 yıl olması tartışılabilir. Zira evlilik kurulmuş ve boşandıktan sonra bir atlatma süreci var. Kimsenin mağdur olmasını istemiyoruz, hak temelli adaletten yana bakıyoruz. Görüşümüz bu uygulamanın asgarî hudut dikkate alınarak hakimin takdir yetkisinde olması.” dedi.
Hayatın akışı içerisinde evliliklerin yapısının da değiştiğine işaret eden Zehra Zümrüt Selçuk, her evliliğin kendi içinde biricik olduğunun ve bu sebeple tekil olarak kıymetlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Hürriyet
