İran Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya nazaran, Manevî, nükleer mutabakatın çok taraflı milletlerarası bir mutabakat olduğunu belirterek, “Nükleer mutabakat hiçbir biçimde yine müzakere edilemez. Nükleer mutabakatın korunması ve canlandırılmasının tek yolu ABD’nin yaptırımları kaldırmasıdır.” sözlerini kullandı.
Nükleer muahedenin korunması ve canlandırılmasıyla ilgili fırsatların kaçması halinde kuralların daha da ağırlaşacağı ihtarında bulunan Manevî, “İran’ın taahhütlerini kademeli olarak azaltması, ABD’nin nükleer mutabakattan ayrılması ve 3 Avrupa ülkesinin taahhütlerini yerine getirmemesinden kaynaklıdır. Karşı tarafın taahhütlerini yerine getirmesi halinde İran da hızla eski taahhütlerine dönecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Nükleer Silahların Yayılmasını Tedbire Antlaşması (NPT) ek protokolünden çekilmeyle ilgili olarak da Manevî, “Uluslararası Atom Gücü Ajansı (UAEA) ile iş birliğimiz devam ediyor ve hiçbir vakit nükleer muahededen çıkmadık.” diye konuştu.
UAEA İdare Şurasının “yapıcı olmayan her türlü tutumunun” mevcut durumun daha karmaşık hale gelmesine ve yeni sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olacağını söyledi.
Manevî, Fransa’nın kıymetli bir aktör olduğunu belirterek, Tahran-Paris bağlarının kalıcı ve uzun vadeli amaçlarla ikili, bölgesel ve global alanda genişleyebileceğini belirtti.
ABD yaptırımlarının Kovid-19 salgını sürecinde İran’ın ilaç ve tıbbi aygıtlar almasını da engellediğini ve koronayla çabayı zorlaştırdığını lisana getiren Manevî, “AB ülkeleri ve bilhassa de Fransa’dan bu insani olmayan adımlara karşı sessiz kalmaması bekleniyor.” görüşlerini paylaştı.
Macron da nükleer muahedenin korunmasının milletlerarası kamuoyu için bir gereklilik olduğunu belirterek, tüm tarafların nükleer mutabakattaki taahhütlerine dönmesi için diyaloğun devam etmesine vurgu yaptı. Macron, nükleer mutabakatın canlandırılması için Avrupa’nın önümüzdeki haftalarda daha etkin hareket etmeye hazır olduğunu söyledi.
Hürriyet
