2020 yılında biyomedikal mühendisliği alanında araştırma vazifelisi olan Marco Lo Presti, su altı yapıştırıcıları üzerine çalışıyordu. Midyelerin su altında kayalara sıkıca yapışmasından yola çıkan Lo Presti, ipek ve dopamin karşımının misal bir tesiri olduğunu gördü.
Şans yapıtı fark etti
Deneylerden sonra karışımını tüplerden asetonla temizleyen Lo Presti, ipek ve dopaminin asetonla temasından sonra katı bir formata, ağ gibisi, elyaf üzere görünen bir gerece dönüştüğünü fark etti. Bunu çalıştığı Silklab’in işvereni olan Profesör Fiorenzo Omenetto’ya gösteren Lo Presti, harika güçleri taklit eden bir materyalin her vakit çok âlâ olduğunu düşündüklerini belirtti.
Ağ atma evrimi Lo Presti ve meslektaşlarının ince bir ipek fibroin ve dopamin kombinasyonunu bir iğne aracılığıyla püskürtmeleriyle başladı. Bu, başlangıçta direkt aseton banyosuna atılıyordu ve bu da hususun katılaşarak bir hidrojele dönüşmesini tetikliyordu.
Ekip daha sonra asetonu, iç iğne katmanındaki ipeği ve dopamini çevreleyerek sıvının direkt havaya fırlamasını sağlayan koaksiyel iğnenin dış katmanına eklemeye karar verdi. Aseton havada buharlaştıkça, dopamin hususun katılaşma sürecini hızlandırdı ve ipekten suyu çekerek yapışkan, güçlü, eğrilmiş lifler oluşturdu. Daha sonra liflere daha fazla çekme direnci kazandırmak için kitosan ve biyopolimer objelere yapışma özelliğini artırmak için borat tamponu eklendi.
Kullanılabilir duruma geldi
Marco Lo Presti, artık 30-35 santimetre uzaklıktaki bir objeyi yakalayıp, 15-20 gram yükünde objelerin kaldırılabildiğini aktardı. Deneyler sonucunda ipek liflerle, su üzerinde yüzen bir deney tüpü ve kısmen kuma gömülmüş paslanmaz çelik bir neşter uzaktan alınabildi.
Binalardan sallanabilecek miyiz?
Profesör Omenetto “Herkes binalardan sallanıp sallanamayacağımızı bilmek istiyor. Şimdi orada değiliz. Fakat su altında kaybolan bir objenin kurtarılmasında yahut uzaktan objeleri yakalayabilen bir drone imalinde kullanılabilir” biçiminde konuştu. Doğal ipeğin çok güçlü, sert olduğuna ve büyük yükleri kaldırabileceğine dikkat çeken Omenetto, kendi buluşlarının da bu düzeye gelebileceğini umduklarını aktardı.