Öğretmenlerin koronavirüs sürecinde yaşadıkları zorluklar ve motivasyonlarının konuşulduğu toplantının açılış konuşmasını Türkiye Özel Okullar Derneği Lideri Zafer Öztürk yaptı. “Gelecek eskisi üzere olmayacak” diyen TÖZOK Başanı Zafer Öztürk, Aristo’dan, Platon’dan beri var olan ders ve öğretmen olgusunun bu süreçte çok daha değerlendiğini söyleyerek şöyle konuştu.
OKULSUZ OLMAYACAĞINI ANLADIK
“Toplumun mimarı olan okulların bu süreçte değer kazandıklarına inanıyorum. Öğretmenlerin ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Akademik manada tahminen teknolojiyle öğrencilerimize önemli katkılar sağlayabiliriz lakin öğrencilerimizi hayata hazırlamakta onların bilişsel ve duyusal yeteneklerini işlemekte, öğretmenin ne kadar aktif olduğunu bu süreçte anlamış olduğumuza inanıyorum. Önümüzdeki süreçte okulların daha da değerleneceğine kanaat getiriyorum. Okulsuz olmayacağını bir sefer anladık. Sıhhat istikametinden toplumsal ve ekonomik açıdan sıkıntı günler yaşadığımız bu periyot elbette geride kalacak ve çocuklarımıza kavuşacağız. Siz bedelli öğretmenlerimize okullar açıldıktan sonra çok daha kıymetli misyonlar düşecek. Toplumun mimarı olan öğretmen, kendisinden vererek çalışan, emeğiyle ruhuyla hizmet eden kişidir. Bu süreçte evlerinizden çok değerli katkılar sağladınız. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği üzere “Yeni kuşak sizlerin yapıtı olacaktır.”
UZAKTAN EĞİTİMDE İKİNCİ ÖĞRETMEN PERİYODU
Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Muammer Yıldız konuşmasında bakanlık olarak yaptıkları yeni bir çalışmadan bahsetti. Pandemiden sonra da müfredatın yüzde 20’sinin uzaktan eğitim yoluyla süreceğinin altını çizen Yıldız, yabancı lisan derslerinin yurt dışından bir hoca ile online yapılabileceğini ve bunun ön çalışmasına özel öğretim kurumlarında başladıklarını söyleyerek şöyle konuştu:
“Biz bir çalışma yaptık. Bu süreç bittikten sonra pandemiyi atlatınca müfredatımızın yüzde 20’sini her vakit uzaktan eğitim yoluyla verebileceğiz. Yabancı lisan eğitimini yurtdışından bir hoca uzaktan eğitim yoluyla verebilir. Özel öğretim kurumlarımız istediği takdirde Amerika’dan, Kanada’dan bir hocayla çalışabilir. Bu kurumlarımız için ekonomik manada da bir katkı sağlayacaktır. Sınıf ortamındaki öğretmen tekrar kalacak ikinci bir öğretmen de uzaktan eğitim verebilecek. Bunu ön çalışma olarak yalnızca yabancı lisanda özel öğretim kurumları için başlattık. Akabinde öbür branşlarda da bunların çalışmaları yapılacak. Asıl olarak tüm eğitim kurumlarında bunu kalıcı hale getirmeyi planlıyoruz. Bu periyodun deneyim ve birikimini sürdürülebilirlik noktasında kurumlarımıza kazandırmak istiyoruz.”
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARININ YÜKÜ AĞIR
12 bin 500’e yakın özel öğretim okulumuz var. Onun dışında da 35 bine yakın kurum var. Özel öğretim kurumları genel müdürlüğümü olarak bakanlığımızın başka ünitelerinin yürütmüş olduğu misyonların tamamını hatta orada olmayan misyonları de yürüten bir konumumuz var. Özel öğretim kurumlarımız son birkaç yılda ülkemizin ekonomik ıstıraplar yaşadığımızı periyotta sektörel manada çok büyük ezalar yaşadı. Pandemi süreci hayatlarını sürdürmeleri noktasında üzerlerine çok büyük yük bindirdi. Üzerimizde büyük tartı hissediyoruz.
Bakanımızın liderliğinde en baştan beri okulların açık tutulması için gayret ettik. Tüm gücümüzü bir an evvel okulları açılmasını için sarf ettik. Okullarımızı kademe kademe olsa da açık tutma çabamız var. Okullarımızın açık olmasının çocuklar, öğretmen ve anne-babalar için ne kadar değerli olduğunu bizatihi yaşayarak öğrenmiş olduk.
25 MİLYONLUK BİR AİLEYİZ
Biz bir aileyiz. Merkez teşkilatımız, okullarımız, yöneticilerimiz ve buna yükseköğretim öğrencilerini kattığımız vakit 25 milyonluk bir aileden kelam ediyoruz. Bu sahiden güç bir iş lakin bu güç işi değerli öğretmenlerimizin eforları ve uğraşıyla kolay kılabiliriz. Bu çalışmaların gayesi da öğretmenlerimize nerede olursa olsun “Siz yalnız değilsiniz” demek. Geldiğimiz noktada daha fazla okulun açılmasını, çocuklarımızın tamamının okula devam etmesini isteriz. Okul ortamı yalnızca öğrenme ortamı değildir. Çocuklarımızın akran öğrenmeleri bizim akademik öğrenmelerimizin yanında bir o kadar değerlidir. Bu yüzden okullar ne kadar açık olursa çocuklarımızın kazanımları o derece çok olacaktır. Biz de buna uğraş ediyoruz.
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ BÜTÜNDÜR
İstanbul Vilayet Ulusal eğitim Müdürü Levent Yazıcı da “Öğretmen öğrenciyi birbirinden başka düşünmek mümkün değil. Bu bağlamda öğretmenin iyi hali ve motivasyonu farklı bir kıymet taşıyor” dedi. “Mevcut olan salgın süreci birçok meslek kümesini farklı formda etkiledi. Tahminen de bundan en fazla etkilenen yapı okullar oldu” diyen Yazıcı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Her değişim malum kendi içinde bir sancı getirir. Öğretmen de bu süreçten etkilenen kıymetli bir meslek mensubu oldu. Meslektaşlarımızın bu geçirdikleri süreç ileride, Türk eğitim tarihinde altı çizilerek tabir edilecek.”
FATİH PROJESİ BU GÜNLERE HAZIRLIK OLDU
Bakanlığımız sürece çok süratle ahenk sağladı. Mevcut olan bütün uzaktan eğitim süreçlerini tekrar yapılandırmaya başladı. Mevcut olan Fatih projesi aslında yapılan çalışmalarda öncüldü, değerli orandaki hazırlığımızdı. Her ne kadar tüm kurumlar bu sürece istediğimiz seviyede hazırlıklı girmedik desek de Fatih Projesi, okullarda kurduğumuz alt yapımız ve beraberindeki dönüşüme fırsat veren yeni teknolojik düzenlemeler ve ataklarla çok kıymetli bir yol kat ettik. Bu çerçevede tahminen uzaktan eğitime birçok ülkeden hazır başladık. Mevcut olan 3 televizyon kanalı kurarak ve beraberinde EBA’nın alt yapısı ve erişimini hızlandırarak hem de öğretmenimizi destekleyici yeni yayınlar üretmek suretiyle sürece taraf verdi.
ÖĞRETMENİN YETERLİ OLMA HALİNDEN HERKES SORUMLUDUR
Öğretmenler olarak çok içten gelen güdülenmeyle çalışırız. Kendi motivasyonumuz böylesine nitelikli bir mesleği icra etmekten kaynaklanır. Öğretmen olarak kendi iyi olma halimizi ve motivasyonumuzu böylesine kutsal bir misyonu yürütüyor olmaktan alırız. Öğretmenin desteklenmesi de mesleğimizin icrasını çok daha iyi hale getirir. Bu süreçte asıl kesin hedef olan çocuğumuza daha sağlıklı ulaşmamıza onu hem bugüne hem yarınlara daha iyi hazırlamamıza katkı sağlar. İnsanların kendi müspet his ve tavırları direkt etrafına yansır. Bu öğretmen olursa onun manası daha farklıdır. Zira şahsen temas ettiği öğrenciye dönüktür bu. Bu çerçevede öğretmenin iyi olma hali ve motivasyonundan herkes sorumludur diye düşünüyorum.
Hürriyet
