Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, iki günlük çalışma ziyareti kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) geldi. Oktay, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay şu açıklamalarda bulundu:
“Türkiye’den geniş bir heyet ile bir ortadayız. İnşallah hayırlara vesile olacak. Yarın da hem Başbakan ve hükümetler ortası heyetlerle görüşmeler olacak. KKTC’de değerli temas ve istişarelerde bulunacağız. Sayın Cumhurbaşkanı Tatar ile verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Başta ulusal davamız Kıbrıs problemi olmak üzere Maraş açılımı ve Doğu Akdeniz’deki son gelişmeleri ele aldık.
Önümüzdeki devirde atacağımız adımlarla ilgili fikir birliği içinde olduğumuzu memnuniyetle gördük. Sizlere söz etmekten de gurur duyduğumuzu tabir etmek istiyoruz. Bir ve beraberiz.
Ana vatanı ve KKTC ile birlikte hepimiz biriz. Bugün öyleyiz, dün de öyleydik, yarın da o denli olacağız iletisini vermek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız da sabah çok net bir bildiri verdi. Biz de gerekli iletileri şahsen projelerimiz ve söylemelerimizle vermek üzere gereğini yapmak üzere buradayız. Türkiye-KKTC ikili bağlantılarının çok daha ileri götürülmesi, COVID-19’la ilgili çaba konusunda görüşme yapacağız.
Yarın bunları paylaşacağız. Hak-hukuk çabasında KKTC’yi desteklemeyi sürdüreceğiz, kimsenin kuşkusu olmasın. Maraş konusunda tam takviye verdik, bundan sonra da her kaidede takviyemizi devam ettireceğiz.
‘ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN KARŞISINDAYIZ’
Kıbrıs konusunda tahlil iradesi yanında çözümsüzlüğün, belirsizliğin ve haksızlığın karşısındayız.
Çok net ve kararlıyız. Tarih buna şahittir. Federasyon modeli sonuç vermemiştir. Bunun sorumlusu da Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’dır. Rum tarafı yıllardır gücü ve refahı Türk tarafıyla paylaşmak istememiştir, yarın da istemeyecektir. 5+1 görüşmelerinde, Mart’ta toplantı yapılacağı gündeme gelirken, buraya gelip Kıbrıs’ta kapalı kapılar akabinde meydan okumak da kimsenin haddi değildir. Türkiye söylediklerinin ardında sonuna kadar durur. Masada tahlil kalmazsa tahlil neredeyse gereğini yapmaktan geri durmayız.
Bir an evvel akıllarını başlarına almaları ve daha tarafsız bir yol izlemeleridir.
Kıyı kesminin açılmasını sindirememişlerdir. Burada KKTC değil Rumlar da kazanacaklardır. Fakat ne yazık ki kör olan gözlerin görme talihi, sağır olan kulakların duyma talihi yok. Tek kaybedenin Kıbrıs Türkleri olmadığı aşikar. Kıbrıs sıkıntısına yönelik samimi teşebbüslerimiz Rum kesiti tarafından baltalanmıştır. Biz hakkaniyet diyoruz, onlar asimilasyon, çağdışılıktan bahsediyor. Çağdışı olan KKTC’ye uygulanan ambargolardır. Asıl çağdışılık Kıbrıs Türkleri’nin 2021’de hâlâ yok sayılmasıdır. En kolay haklara kadar, ulaşım hakkına kadar, her türlü alan işgal edilmiştir. Biz bu ikili standarta sessiz kalacak değiliz.
Meydan okumalara, basının karşısında aslan kesilenlere pabuç bırakmayız. Biz masada da aslan olmayı çok iyi biliriz, oluruz da. KKTC’yi yalnız bırakmamızı da kimse beklemesin. Artık gerçeklerle yüzleşme vakti gelmiştir. Adada rüştünü kanıtlamış iki farklı devlet vardır.”
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ise açıklamalarından satır başları şu formda:
(Koronavirüs salgını) “Bir kadro problemler yaşanmış ve yaşanmaktadır. 2. dalgayı da göğüslemeye çalışıyoruz. Tekrar Türkiye Cumhuriyet yanımızdadır. Gerek aşı konusunda gerek başka konularda Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında olacaktır. Kendilerine teşekkür ediyoruz.
5+1 toplantısının düzenleneceği istikametinde haberler gelmiştir. Burada bizim de söz ettiğimiz üzere her taraf kendi fikirlerini, oradaki fikirlerimizi söz etme fırsatı bulacağız.
Biz Türkiye Cumhuriyeti ile yüzde yüz fikir birliği içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin küme toplantısında yaptığı değerlendirmede “Artık federasyon geride kalmıştır. İki devletten geçmektedir.” sözünü kullanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti bizim ana vatanımızdır. Bu bölgenin en büyük ve güçlü, önder ülkesi olarak ne söylediği olağanüstü değerlidir.
Cumhurbaşkanımıza sabah yaptığı kıymetlendirme için teşekkürlerimi tabir ediyorum. Buradan seslenmek istiyorum; gelinen evre son derece olağanüstüdür. 1974’te Türkiye’mizin haklı münasebetlerle yaptığı müdahale ile Kıbrıs Türkü hür ömrüne kavuşmuştur. Dün Miçotakis’in Güney Kıbrıs’ta yaptığı telaffuzları bizi çok üzmüştür. ‘Türkiye işgalcidir’ demiştir. Bizlerin uğraşına hürmet göstermemiş, ne konuştuğumuzu da anlamadığını gördüm.”
Hürriyet
