Borrell, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını önlemleri sonrası AB üyesi devletlerin Dışişleri Bakanlarını birinci sefer yüz yüze Brüksel’de bir araya getiren Dış Bağlantılar Kurulu sonrasında basın içtiması düzenledi.
Içtimanın en değerli gündem unsurlarından birinin Latin Amerika ve Karayipler olduğunu aktaran Borrell, kıtaya Kovid-19 salgınıyla savaş bağlamında destek sağlanması ve ikili bağları geliştirme konusunda mutabık kalındığını belirtti.
Borrell, içtimanın gayri bir konusunun Belgrad-Priştina Diyalog Süreci’ndeki hareketlenme olduğunu hatırlatarak, Dışişleri Bakanlarının alakaların sıradanlaşması için sürecin tekrar başlatılmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.
Çin’in Hong Kong’da kabul ettiği güvenlik yasası hakkında da konuşan Borell, yasanın derin kaygı yarattığının altını çizerek, AB’nin Hong Kong halkıyla dayanışma içinde olduğunu ve özerkliğini desteklemeye devam ettiğini lisana getirdi.
Borell, görüşmede, Libya’daki gelişmelerin de ele alındığını kaydederek, “Libya’da durum kötüleşmeye devam ediyor. Silah ambargosunun delinmeye devam ettiğini görüyoruz. İrini Operasyonu’na da ek sağlamak için yaptırım rejimini güçlendirmeyi planlıyoruz. Biz siyasi tahlil için tek seçeneğin Berlin Süreci olduğunu düşünüyoruz.” tabirlerini kullandı.
TÜRKİYE-AB ALAKALARI
Türkiye ile münasebetlerin ise bir öteki gündem unsuru olduğunu kaydeden Borrell, “uzun ve ilginç” bir tartışma gerçekleştiğini söyledi.
Borrell, “Dışişleri Bakanları, benim onlara Yüksek Temsilci olarak sunduğum sonuçları kabul etti ve bunlar gelecekteki münasebetleri belirleyecek.” diye konuştu.
Bu çerçevede Türkiye’nin değerli bir ortak olduğunu tekrar vurguladıklarını belirten Borrell, “Türkiye ile bağlarımızı AB pahaları ve çıkarlarıyla entegrasyonlu olarak geliştirmek ve güçlendirmek istiyoruz.” dedi.
Borrell, Dışişleri Bakanlarının Türkiye’yle bağların güçlü bir süreçten geçtiği konusunda da hemfikir olduğuna işaret ederek, Şark Akdeniz ve Libya’daki gelişmelerin AB’nin çıkarlarıyla çatıştığını lisana getirdi.
Yüksek Temsilci Borrell, “Herkesin istediği ve desteklediği inanç ortamının inşa edilmesi için Türkiye’nin AB çıkarlarına ve üye devletlerin egemenliğine zarar veren tek taraflı faaliyetlerine son vermesi gerekiyor.” dedi.
“Diyalog ve müzakere yoluyla gerginliğin azaltılması ve uzlaşı sağlanması için yollar aramamız gerektiği konusunda mutabık kaldık.” diyen Borrell, “Diğer taraftan Türkiye’nin faaliyetlerinin ortaya çıkardığı sınamalara karşı atabileceğimiz mümkün adımlar üzerinde de çalışacağız.” sözünü kullandı.
Borell, AB Kurulunun geçen yıl 15 Temmuz’da Türkiye’nin Şark Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine ait kısıtlayıcı önlemler için kabul ettiği çerçeve evrakını hatırlatarak, bu bağlamda Güney Kıbrıs Rum Idaresi’nin talebi üzerine yeni adımlar atılabilineceğini ve mevzunun tekrar ağustos ahir ele alınacağını kaydetti.
Dışişleri Bakanlarının, Ayasofya’nın yine cami olarak ibadete açılmasını kınadığını da aktaran Borrell, Türk yetkililere kararlarını gözden geçirmeleri için davette bulundu.
Hürriyet
