Artan gereksinimler ve azalan kaynaklar dünyada sürdürülebilir bir ömür için tehlike oluşturuyor. İnsanın sınırsız taleplerine tabiat tıpkı ölçüde karşılık veremiyor. Bu noktada üretim süreçlerinde daha gözetici ve çevreci adımlar atmak artık kaçınılmaz. İşte burada en net adım Avrupa Birliği’nden (AB) geldi. 2050 yılı prestijiyle karbon-nötr bir kıta hedefleyen AB, birinci olarak 2019’da Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı (European Green Deal) açıkladı. Böylelikle AB endüstrisi çevreci bir dönüşüm sürecine başladı.
REKABETİ ETKİLEYCEK
Fakat burada bir sorun vardı. AB firmaları düşük karbonlu üretim yaparken bu dönüşümün maliyetini de üstleniyor. Kıtaya dışarıdan tıpkı eser hem daha ucuza hem de yüksek karbonlu bir üretim süreciyle geliyor. AB, buna tahlil olarak rekabetin ve üretimin korunması için ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı (Carbon Border Adjustment Mechanism) ortaya koydu.
FARKI ÖDEYECEK
Böylelikle karbon vergisi üzere düzenlemelerle yüksek emisyonlu eserlerin maliyetini, düşük emisyonlu eserlerin düzeyine taşınmış olacak. 2 yıl içinde uygulanması planlanan uygulamaya nazaran şayet, Almanya bir araba için sıfır karbonlu üretim yaparken Türkiye tonlarca karbon ile üretim yapıyorsa ve bu eseri AB’ye satmak istiyorsa ortadaki karbon farkını vergi olarak ödeyecek. Pekala Türkiye için durum ne?
AVANTAJA ÇEVİREBİLİRİZ
Sonda karbon düzenlemesi, Çin, Rusya, Hindistan ve ABD üzere büyük ekonomilerle birlikte Türkiye’nin de AB ile olan dış ticaret bağını kesinlikle etkileyecek. TÜSİAD’a nazaran bu durumda AB’nin sera gazı emisyonu yaklaşık yüzde 15 daha düşük olacak ve bu maliyetlere yansıyacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “AB’deki bu gelişmeleri iyi okur ve gerekli tedbirleri vaktinde hayata geçirebilirsek bu dönüşümü büyük bir avantaja çevirebiliriz” dedi. Memleketler arası ticaretin kurallarının karbon emisyonları üzerinden şekilleneceği önümüzdeki 10 yılda, Türkiye de düşük karbonlu bir ekonomik modeli hayata geçirerek, ticari rekabet gücünü artırabilir ve dönüşümü bir fırsata çevirebilir. Avantaj sağlayabilir.
HEPSİ KRİTİK BÖLÜMLER
Uygulamanın başta otomotiv, makina, demir-çelik, kimya ve çimento üzere bölümleri etkileyeceğini söyleyen İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Doç.Dr. Çiğdem Nas, “Burada hem şirketlerin hem de devletin atması gereken temel adımlar var. Şirketler kullandıkları gücün yenilenebilir kaynaklardan olmasına itina gösterecek, karbon salınımlarını azaltacak. Devlet de bunu bir siyaset haline getirecek. Aksi halde üreticiler rekabette dezavantajlı duruma düşebilir. Ayrıyeten Paris İklim Anlaşması’nın imzalanması da burda değerli bir adım olacak” dedi. Türkiye’nin İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, “Bu sistem ülkelerin rekabet avantajı açısından da çok kıymet arz edecek” diye konuştu.
Canlı Borsa – Altın Fiyatları – Döviz Kurları için Bigpara
Hürriyet
